Kimse hayatta şans eseri bir şey kazanmaz. Başarılı olmak isteyenlerin sıkı çalışmaları gerekir çünkü her zafer başarıya doğru attığımız bir adımdır. Kim ilk işini ya da ilk maaşını unutabilir? Peki ya patronunuzu memnun etmek için üzerinizde hissettiğiniz baskı? Deneyiminiz olmadığı için duyduğunuz çekingenlik? Zirveye ulaşanlar başarıyı yakalamanın kolay olmadığını çok iyi bilirler.

İman sürecinde de aynısı geçerlidir: Müjdeyi ilk defa duyduğumuzda yüreğimiz sevinir. İçimizde bir umut ve hayal doğar. Rab’bin bereketlerini hak etmek için hiçbir şey yapmamış olsak da kendimizi adamamız, günahtan uzak durmamız ve Mesih’teki yerimizi almamız buyurulur. Adanmak kolay bir şey değildir çünkü benlik kurnazdır. Mesela bize adandığımız şeye ‘o kadar da sarmamamız’ gerektiğini söyleyebilir. Bazı insanlar günahtan uzak durmanın ve imanla yaşamanın mümkün olduğuna bile inanmıyor. İşin aslı şu ki, sadece Tanrısal lütufla bir günahkar yanlışlarla dolu yaşamını terk edebilir. Rab ile birlikte zirveye yükselmek için onun sözüne kulak vermek, İsa’ya inananların yüreklerine gelen güvence ile yaşamak gerekir.

Rabbimiz mükemmel olabileceğimizi söyledi, ama bunun olması için yapmamız gereken bir şey var. Benliğimiz bir şey kaybetme korkusuyla başkaldırır, tıpkı bedenimizin ekstra kilolarımızı kaybetmek istediğimizde gösterdiği gibi direnç gösterir. Bazı fedakarlıklarda bulunmaktansa kilolu kalmayı tercih eder. Hayatta da eğer mükemmel olmak istiyorsak en mükemmel yol haritası ile ilerlemeli, mükemmelliğe doğru yürümeliyiz.

Rab’bin yukarıdaki ayette adama buyurduğu şey sahip olduğu her şeyi satmasıydı. Nelere sahipsiniz? Kendi hayalleriniz, alışkanlıklarınız, istekleriniz? İsa yapılacak doğru şeyin varınızı yoğunuzu bırakıp kendini izlemek olduğunu söylüyor. Hayatınızı ihtiyaç içindekilere yardım etmek için adamanız gerekiyor. Özellikle ruhsal açıdan yoksul olanlar en çok yardımımıza ihtiyaç duyanlardır çünkü onlar kayıplar ve mutluluk arayışındalar. Bu arayış ile sarhoş oluyor, uyuşturucu kullanıyor, ahlaksız filmler izliyor, başarılı hissetmek için başkalarını kandırıyor ama bunları yaparak sonunda hiçbir şey kazanamıyorlar. Eğer varımızı yoğumuzu satıp ihtiyaç sahibi insanlara verirsek göklerde hazineler biriktiririz. 

Enflasyonun hiç olmadığı çok zengin bir ülke hayal edin. Orada hırsızlar yok ve paranızla büyük kar elde edebiliyorsunuz. Aklı başında her yatırımcı her şeyini satıp buraya yatırım yapardı değil mi? İşte böyle bir ülke vardır ve sonsuza dek kalıcıdır. Bu göksel ülkedir! O ülkeye yatırım yapmak için ne yapmalısınız? İsa’nın buyruklarına uyun, gelip onu izleyin!

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares