“Şeria Irmağı’nın doğu yakasındaki çölde, Suf’un karşısında Arava’da, Paran ile Tofel, Lavan, Haserot, Di-Zahav arasında Musa İsrailliler’e şunları anlattı.”
Yasa’nın Tekrarı 1:1
Rab asla amaçsız yere konuşmaz. Bu yüzden kendilerine öğretilenleri ciddiye almayan umursamaz öğrenciler gibi olmamalıyız. Nasıl hareket ettiğimize ve konuştuğumuza dikkat etmeli, bunların Rab’bin öğrettiklerine uygun olup olmadığını kontrol etmeliyiz. Söz’ü hayatımızda uygulayarak Rab’bin işinin uygulayıcıları olmalı, Yüce Rab’bin hiçbir şeyi farklı kaynaklardan farklı şekillerde söylemeyeceğini, çünkü onun Sözünün kaynağının tek bir tane olduğunu bilmeliyiz.
Okulda öğretilenleri dikkatle dinleyen öğrenciler olduğu gibi hiçbir şeye dikkatini vermeyen öğrenciler de vardır. Sınavlarda kopya çektiklerinde kendilerini akıllı sanırlar. Ama bu şekilde sadece öğretmenlerini kandırmakla kalmaz, aynı zamanda kendilerini de kandırırlar çünkü sonra bu öğretilenlere ihtiyaç duydukları zaman öğrenme fırsatını kaçırmış olduklarını fark ederler. İyi öğrenciler ise çalışkandır ve ne zaman sınav olsa ya da bir iş fırsatı karşılarına çıksa başarılı olurlar.
Buna benzer bir şey Rab’bin sözü için de geçerlidir. Bazı insanlar kiliseye sadece Noel, Yılbaşı arifesi, Kutsal Cuma gibi özel günlerde ya da ünlü bir vaiz geldiğinde giderler. Ama en iyisi Babamızın evine devamlı gitmek ve Rab’bin bize söylediği her şeyi dikkatli dinlemektir, çünkü onun söylediği hiçbir şey boşuna değildir. Kendimizi Efendimizin önünde yetkilendirilmiş bir işçi olarak sunmak da asla utanılacak bir şey değildir. Bu gerçeğin bildirisini doğru kullanmaktır (2. Timoteos 2:15).
Bir gün bize verilen güçle ne yaptığımız konusunda sorumlu tutulacağız. Eğer ihmalkar olduysak ve bize buyurulanları yapmadıysak suçlu bulunacağız çünkü bizim yüzümüzden kayıp olan canlar olacak. Kendilerine bir görev verilenler o görevi başardıklarında birçok kişi kurtulur, ama onu başarmayanlar sonsuz yaşamda sorunlarla karşılaşacaktır.
Bize buyurulanlara iyi dikkatimizi vermeli ve görevimizi tüm gücümüzle yapmalıyız. Eğer imanımızı hayatımızda uygularsak ve Rab’bin çağrısına göre yaşarsak sonsuz yaşamda ihmalkar ya da tembel hükmü giymeyecek, Rab tarafından hoş karşılanacağız. Bir insanın vicdanı eğer o insan Rab’bin işinde yaptığı bir yanlıştan dolayı birisinin sonsuz yıkımına sebep olmuşsa nasıl hisseder?
Hesaba katılması gereken bir başka önemli nokta da Rab’bin karmaşa tanrısı olmadığıdır (1. Korintliler 14:33). Bu yüzden Rab’bi aynı zamanda birden fazla kaynaktan duymak ya da Rab’den daha net bir mesaj alabilmek için birden fazla kiliseye katılmak sağduyulu bir davranış olmaz; bu aklınızı karıştırabilir. Söz tek bir tanedir.
Bize verilen görevin kontrolümüz dışındaki faktörleri hakkında kaygılanmamalıyız. Sadece kendi yetkimiz altındakilerden sorumlu tutuluruz. Rab’bin işini yapanlar için kötü sürprizler olmaz; tam tersine onları bekleyen birçok iyilik vardır.
İsa’nın sevgisiyle,
Doktor Soares