“Kötü kişi ancak başkaldırmaya eğilimlidir,
Ona gönderilecek ulak acımasız olacaktır.”
Süleyman’ın Özdeyişleri 17:11
İsyankarlık ruhu Mesih’e asla iman etmez. Bu asla mümkün değildir. İsyankarlık ruhu kıymetli hayatları arar, ama bunu kendi başına da yapmaz. Yanında başka güçlü kötü ruhları da getirir. Onların tek amaçları RAb’be ait olanlara rahatsızlık vermektir. Maalesef Rab’bin birçok çocuğu Rab’be hizmet etmiyor. Bunun yerine Rab’bin kendilerine hizmet etmesini bekliyorlar. Babamıza sadece onun sözlerinin gereğini yaptığımızda hizmet ettiğimizi anlamalıyız. Gerçeğin açıklanan kısmıyla sınırlıyız ve ona karşı bir şey yapmamız yasaktır. Yaptığımız şeyin ne kadar mantıklı ya da bilgece göründüğü fark etmez.
İsyankarlık ruhu bir insanın yüreğine girdiğinde bu kişi Rab’bin kulu olarak düşünmeyi bırakır; insani ve şeytani hislerle hareket eder. Yüreği mesela maddi kazancı her şeyden çok arzular hale gelebilir. Eşinden daha iyi göründüğünü düşündüğü biriyle ilgilenmeye başlayabilir. İş dünyasında ya da siyasette yükselmeyi takıntı haline getirebilir. Bazı insanlar önceden ilkeli çalışanlar iken daha sonra fırsatçı kişilere dönüşürler. Bu kişileri konuşmalarından, giyinişlerinden, başkalarından bahsediş şekillerinden anlarsınız. Hatta ruhsal körlükleri o kadar büyüktür ki kendi çıkarlarının dışında hiçbir şey düşünemez hale gelirler.
Bir isyankarın sözcükleri eski ışıltısını kaybeder. Çünkü Rab’bin sözüyle asla ilgilenmezler ama kendilerini başarıya götüreceğine inandıkları şeylerle ilgilenirler. Kutsal Yazıları işlerine geldiğinde kullanır, kendi amaçlarına destek sağlamaya çalışırlar. Onları dinleyip verdikleri akılları dinleyenlere acıyorum çünkü karanlıkta iyi düşünceler ve muhteşem insan fikirleri ile uğraştıklarını sanmalarına rağmen gerçeğin bilgisine asla tam olarak erişemeyecekler. Yuvalarına olan sadakat isyancılar için önemsizdir ve Rab’bin sözüne olan sadakat onlar için var bile değildir. İnsanları nasıl tanıdıklarından bahsederler ve arkadaşları da onları dinler.
Belki önceden iyi işler yapmaya gayret etmişlerdir, Rab’bin işini yapmaktan zevk aldıklarını fark etmişlerdir, ama artık kayıp koyunlar olmuşlardır. Başka insanları ve onlarla olan anlaşmalarını onurlandırmışlardır ama artık esas amaçları kötülük yapmaktır. Bunu amaçlı olarak yapmazlar, sadece aldatıcı ruhlara kulak vermektedirler. İsa Mesih’in işi artık onlar için ana hedef değildir. Zengin olabilmek için bir şeyler yapmaya çalışırlar. Ama yenilgilerden kurtulamazlar çünkü asıl yapmaları gerekeni, asla yarı yolda bırakmayan Rab’bin sözünün gereğini yapmıyorlardır.
Bu insanlar isyankarlık etmeye karar verdiklerinde şu Tanrısal hüküm onlar için verilir: acımasız bir ulak onlara gönderilecektir. Onları izleyenler, yani amaçları Kutsal Söz’e uygun olmayanlar da bu acımasız ulağın hayatlarına neler yaptığını görecekelr. Kardeşler, eğer siz de böyle bir durumdaysanız affedilmek için Rab’be dönün ve geç olmadan Gerçeğe doğru koşun.
İsa’nın sevgisiyle,
Doktor Soares