“Bundan sonra Saul Filistliler’i kovalamaktan vazgeçti. Filistliler de yerlerine döndüler.”
1. Samuel 14:46
Yukarıdaki ayet, Saul’un oğlu ve Davut’un arkadaşı Yonatan’ın neredeyse hayatına mal olan bir olay hakkındaydı. Saul bu olaydan dolayı Filistlileri kovalamaktan vazgeçmişti böylece Filistliler kurtulmuşlardı. Bugünkü insanların yaşadığı benzer bir şey var: Evimizle ilgili ya da başka konularda verdiğimiz dikkatsiz ve aceleci kararlar vardır. Rab’bin kullarının Sözü terk etmemek ve dini alışkanlıklara başlamamak için dikkatli olmaları gerekir. Bunlar bazen iyi görünseler de hiçbir işe yaramazlar. Sadece Rab’bin sözünün öğrettiğinin değeri vardır.
İsrailliler zor bir dönemden geçiyorlardı çünkü Filistliler İsrail’in demir ocaklarını yok etmişlerdi. Artık silah üretemiyorlardı. Sadece Saul ve Yonatan’ın kılıçları vardı; diğerlerinin mızrakları bile yoktu. Yonatan Rab’den tüm Filist ordusunun karşısına çıkma cesaretini aldı. Karşısındaki ordunun ne kadar savaşçısının ya da silahının olduğunun önemi yoktu. Rab halkını kurtarırdı. Yonatan ve zırh taşıyıcısı düşmanların olduğu yere dizlerinin üstünde gittiler ve onları yendiler. Bu Rab’bin bir planıydı. Bir deprem oldu ve tüm yer sarsıldı. Gözcüler kaçmaya başladılar. Saul de halkıyla birlikte onların peşinden gitmeye karar verdi. Ama benliğine göre bir tavır takınıp bir ant içmişti: şafaktan önce bir şey yiyen herkes ölecekti.
Yonatan Saul’un kararından habersizdi. Bir değneği balın içine daldırıp tadına baktı. Bu onu güçlendirdi. Sonra babasının içtiği anttan haberi oldu ve bu tavrını kınadı. Ama Saul akıl danıştığı Rab’den hiç cevap alamıyordu. Sonra kura ile Yonatan görevlendirildi. Yonatan yaptıklarını itiraf etti. Kral oğlunun andı gereği ölmesi gerektiğini düşünüyordu ama halk ona katılmadı. Çünkü Yonatan’ın etkili bir şekilde kullanıldığını anlattılar. Kral da Rab’bin halkına zulmedenleri kovalamayı bıraktı ve eve döndüler.
Yüce Rab Saul’e cevap vermedi çünkü çok ileri itmişti. Bunun sebebi oğlunun baldan yemesi değildi (1. Samuel 13-14).
Birçok Hristiyan da buna benzer kararlar veriyor. Acelece sözler veriyorlar ve bu yüzden Rab’bin isteğine aykırı şeyler yapıyorlar. Böylelikle Tanrısal plandan da vazgeçiyorlar. Çünkü işleri bekledikleri gibi gitmeyince kendilerine verilen görevi unutuyorlar. Böyle tavırlar düşmana yeni fırsatlar için zaman verir ve gelecekte daha çok zarar görebilirler.
Rab’be dönme zamanınız geldi. Işığa, yani Rab’bin sözüne yönelin. Şeytanın serbestçe hareket etmesine artık izin vermeyin!
İsa’nın sevgisiyle,
Doktor Soares