Mutlu yürek yüzü neşelendirir,
Acılı yürek ruhu ezer.
Süleyman’ın Özdeyişleri 15:13
İnsan birbirine bağlı üç kısımdan oluşuyor. Bunlardan gerçek kişiliğimiz değil ama görünür bedenimiz olan vücudumuz, Kutsal Ruh’un tapınağıdır (1. Korintliler 6:19). Ruh ise gerçek özümüzdür. Bir de zihnimiz, entelektüel varlığımız vardır. İnsan ruhu Rab ile birlikte yürüyebilmesi ve sonsuza dek Yüce Rab ile paydaşlık içinde olması için onun benzeyişinde yaratıldı (Yaratılış 1:27). Eğer Adem günah işlememiş olsaydı bu böyle sürecekti. Ölüm şeytanın doğasıdır. İnsanı Yaratıcısından ayıran bu doğa Adem’in günahıyla dünyaya girdi. Bozulan paydaşlığı tekrar kurmak için insanın ruhunun Baba’nın yaptığı iş aracılığıyla tekrar doğması gerekiyor. Bu da İsa’yı Rab ve Kurtarıcı olarak kabul etmekle olur.
Mesih’e ait olsak da devamlı sevinçli olması gereken yüreklerimiz otomatik olarak sevinmez. Bunun için benlikte yaşarken Rab ile paydaşlık kurmayı istemeliyiz. Çünkü benlikte ayartının ve günahın olumsuz etkilerine açığız. Rab bizi tekrar ziyaret edeceğine söz verdi; o zaman yüreklerimiz gerçekten sevinecektir (Yuhanna 16:22). Ama bu ziyaret sadece Rab’bin sözüne bağlı kalırsak gerçekleşir. Söz’e kulak vermeyen bir Hristiyan üzücü, yoksul ve problemlerle dolu bir hayatyaşar.
Daniel’e gönderilen melek onun Rab’bin sevdiği bir adam olduğunu söylemişti (Daniel 9:23). Bunun anlamı peygamberin özel bir ayrıcalığının olması değildi. İsa’nın öğretilerine göre baktığımızda Daniel’in Rab’bi aradığı için onun tarafından bulunduğunu anlarız (Luka 11:9-10). Yüce Rab herkesin kendisini bulmasına izin veriyor ama herkes Rab’bi aramıyor. En öne çıkan Hristiyanlar bile devamlı kendileri ve aileleri için mutluluk arıyor ama bulamıyorlar. Oysa önce Rab’bin egemenliğini ve doğruluğunu arasalar tüm bunlar onlara zaten verilecektir (Matta 6:33).
İsa’yı izlemek bir bisiklet sürmeye benzer; pedalı çevirmeyi bıraktığımızda düşeriz. Birçok insanın yaptığı yanlış Rab ile ilgili konuları öğrenmeye ilgilerini kaybetmeleridir. Rab ile paydaşlık aramamaya başlar, Kutsal Yazıları okurken ya da onların paylaşımlarını dinlerken dikkatlerini vermezler. Bu şekilde acı, sitem ve üzüntü hayatlarına girer ve sonunda büyük bedeller öderler. Böyle insanların acı dolu bir yüzleri olur çünkü kendilerin ve ailelerinin hayatlarına bereketlerin aktığını görememektedirler.
Ruhları iyi durumda olmayanlar dünyada da iyi yaşamazlar çünkü fırsatları değerlendiremez, gerçek arkadaşlıklar ve iyi işler bulamazlar. Kimin gerçekten mutlu bir yüzü varsa o Rab’bin çocuğudur ve hiç şüphe yok ki yaptığı her işte zaferli olur.
İsa’nın sevgisiyle,
Doktor Soares