Bu mektubu okuduğunuzda Mesih sırrını nasıl kavradığımı anlayabilirsiniz.
Efesliler 3:4
Elçi Pavlus’un ruhsal konularda geniş bir bilgisi vardı. Sözü bilmeyenler onun ayrıcalıklı birisi olduğunu düşünebilirler ama gerçek şu ki Rab’bin iki grup çocuğu yoktur. Rab bir çocuğuna ayrıcalık tanırken öbürüyle ilgilenmemezlik yapmaz. Rab herkesi aynı şekilde sever (Romalılar 2:11) ve her zaman tüm kulları için en iyisini ister.
Pavlus’a verilen bereketler onun gösterdiği büyük gayretten bağımsızdı. Onun çağrısı henüz iman yolculuğunun ilk adımlarını atmaya başlayan kiliseye öğretmekti. Bu yüzden de sonsuz gerçekler hakkında daha çok şey bilmesi gerekiyordu.
İsa’yı bu dünyaya getiren birden çok sebep vardır. Ama bunlardan başlıcası bizi kurtarmak ve Baba’yı bize açıklamaktır. Ama İsa’nın yaptığı tek iş bu değildi. İsa bize Rab’bin sözünün anlayışını da verdi. Efendimiz bize onun isteğini çağrımıza ve ihtiyaçlarımıza göre başarıyla gerçekleştirebilmemiz için öğrenmemiz gerekenleri öğretir.
Her Hristiyanın kendisine şu soruları sorması önemlidir: İlk olarak; benim Mesih’in sırrıyla ilgili anlayışım nedir? İkinci olarak; Söz’de benim için ne var? Birçok insan Rab’de sahip olduğu hakları, bereketleri ve Babamızın ne yapmamızı istediğini bilmekle ilgilenmiyor. Sonunda yenik bir yaşam sürüyorlar ve bereketlerine ulaşamıyorlar. Birçoklarına göre Kutsal Yazılar sadece tarihsel bilgilerdir; bu yüzden orada yazılanları kavrayamazlar. Oysa onlar başarısız olmamaları için kaydedilmiş derslerdir.
İsa’nın hayatı, öğretileri ve işlerinden Kutsal Kitap’ta Rab’bin sırrı olarak bahsedilir. Bu sır Kutsal Kitap’ın yazıldığı dönemde yaşamış iman babalarına ve peygamberlere açıklanmıştır. Bize de Krallar Kralının gelişiyle açıklanmaya başlanmıştır. İsa Baba’ya bunları bilgelerden ve gururlulardan saklayıp bebeklere açıkladığı için teşekkür etmiştir (Matta 11:25). Bu sır üzerinde derin düşünmeli ve hayatlarımız için ne kadar önemli olduğunu anlamalıyız.
Bir insan tüm zamanını dua ile geçirebilir ama eğer Rab’bin sözündeki duruşunu almazsa asla başarılı olamaz. Bizler de hem Yüce Rab’bin, hem şeytanın, hem de diğer insanların önündeyken bize açıklananlara göre konuşmalı ve hareket etmeliyiz. İsa bize Kutsal Yazıları dikkatle incelememizi söyledi çünkü bunu kendisi de yapmış, kim olduğunu orada öğrenmişti. Söz onun da bizim de tanıklığımızı yapmaktadır.
Rabbimizin yaptığı işlerin aynılarını yapmalıyız. Bereketlerin tadını çıkarmalı, haklarımızı kullanmalıyız; bunu yaptığımızda başkaları da bizim örneğimizden öğrenebilir. Tavırlarımız, dua etme ve sorunlarla başa çıkma şeklimiz, Rabbimiz İsa’nın yerimizde olsa yapacağı şekillerde olmalıdır. Tanıklığımız aracılığıyla biz de birçok kişinin öğretmeni olabiliriz.
İsa’nın sevgisiyle,
Doktor Soares