Her zaman, attığımız her adımda bir tür karar verir ve bir eylemde bulunuruz. Bir tarafa bakmaya karar verdiğimizde, bir şeyi yapmaya karar verdiğimizde, belli bir yere gitmeyi istediğimizde, tüm bunlar birer seçimdir. Ama bilgece kararlar her zaman Rab’bi yücelten, doğru davranışları seçmekle olur. Maalesef bunu neredeyse hiç yapmıyoruz.

Şükran uzun bir duadan daha fazlasıdır. Rab’be yüreğimizden geleni sunmaktır. Bu ruhsal bir şeydir ve Rab’bin varlığında olmayı çok istediğimizde olur. Kendi çabamız olmadan doğal bir şekilde gerçekleşir. Ama bu sadece ‘teşekkür ederim Rab’ demek ile ilgili bir şey değil, bir fedakarlıkla ilgilidir.

Yüce Rab’be şükran kurbanı sunmak demek bize verdikleri karşısındaki minnettarlığımızı ifade etmek demektir. Böyle anlarda düşüncelerimize saldıran ayartılar ya da bizim için iyi olmayan fakat kabul etmiş olduğumuz bazı teklifler üzerinde de düşünebiliriz. Rab’be bu tür durumlardan bizi mucizevi bir şekilde kurtardığı için şükrederiz. Belki Rab içinde olduğumuz durumu hiç bilmeyen birini bizi uyarmak için kullanmıştır. Belki duyduğumuz bir mesaj yüreğimize dokunmuştur. Bu yüzden Rab’be minnettarlıkla övgüler sunmalıyız.

Yaptığımız diğer işler gibi övgü kurbanı sunarak da Rab’bi tüm yüreğimizle yüceltmeyi amaçlamalıyız. Övgülerimiz böylece kabul edilecektir. Ama dikkatli olun, Kutsal Ruh’un yardımını almalısınız çünkü ancak o zaman şükran kurbanlarınız kabul edilir. Ancak o zaman Rabbi yüceltmiş olursunuz.

Yüce Rab yolumuzu düzeltir. Rab hayvanlar gibi yaşamamızı, sadece yiyip için çoğalmamızı istemedi. Bir akla sahip olmamızı istedi. Rab bizden farklı olmamızı ve onu hayatımızın Rab’bi yapmamızı istedi. Birisi yolunun düzgün olduğunu ancak Rab’bin sözünü izliyorsa söyleyebilir. Böyle olduğunda Rab hoşnut olur.

Baba kurtuluşunu bilge ve itaatkar olanlara gösterecektir. Peki bu insanlar kimlerdir? Hayatlarını Rab’bin sözünde yazılı olana göre yaşayanlardır. Yüce Rab’bin kurtarış planına dahil olan sırlar böyle insanlara açıklanırlar. Ancak Ktusal Kitabın öğretilerine çok dikkatlerini vermeyenler kendi doğru bildiklerini yaparlar. Hayattan kurtuluşun ne ile ilgili olduğunu bile anlayamadan geçip giderler ve yaptıklarından dolayı asla tövbe etmezler. Bu Rab’bin kutsallarının standartlarına aykırıdır.

Kardeşler, düşmanın sizi aldatmasına izin vermeyin. Bu iki tavrı benimseyin ve ciddiye alın. O zaman başarılı olacaksınız. Uyanık olmak ve Rab’bin işini yapmaya her zaman değer!

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares