Neden üzgünsün, ey gönlüm,
Neden içim huzursuz?
Tanrı’ya umut bağla,
Çünkü O’na yine övgüler sunacağım;
O benim kurtarıcım ve Tanrım’dır.
Mezmurlar 42:5
Gönlümüzün üzgün ve huzursuz olmasının nedeni şeytanın bize saldırmak için bazı yollar deniyor olmasıdır. Bizi doğrudan etkileyemeyeceğini bildiği için bunu dolaylı bir yolla yapmaya çalışır ve bizi Rab’den ayırmayı amaçlayan hileler düşünür. Bunlardan biri içimizde hissettiğimiz korkunç bir üzüntüdür. Bu üzüntü Tanrısal şeylere ilgimizi kaybetmemize yol açar. Hatta bazı insanlar başlarına gelen talihsizliklerden Rab’bi suçlarlar.
Üzgün ve huzursuz hissedenler imanda soğurlar ve ayartılara karşı koyamaz, kendilerine ait olanları alamazlar. İçleri huzursuz olduğu için hem üzülürler, öfkelenirler ve hatalarından dolayı başkalarını suçlarlar. Böyle ruh halleri vücudumuzun bazı organlarının doğru çalışmamasına bile neden olabilir. Mesela bir organın yeniden düzgün çalışabilmesi için gereken hormonlar fazlaca salgılanmaya başlayabilir.
Rab ile olan iletişimini kayeden Hristiyan varlığında kötü tohumlar eker; Baba ile olan yakınlık olmadığında insanın ruhu üzgün olur; bunun aksi mümkün değildir. Hayatı Rab’bin sözüne dayalı olan, devamlı düşmanı uzakta tutmak için dua eden kişi ise günaha düştüğünde hemen Rab’be tekrar yaklaşır, günahını itiraf eder ve Rab’den af diler. Eğer benliğin üzerinizde hakimiyet kurmasına izin verir ve şeytanın fikirlerini dinlerseniz, Yüce Rab ile olan iletişiminiz sekteye uğrar ve ruhunuz üzgün hissetmeye başlar.
Dua etmek için istek duymadığınız zamanlarda Kutsal Kitap okuyun ya da kiliseye gidip Rab’bi övün. Sevinç yeniden ruhunuzu dolduracak ve ruhunuz yeniden sevinecek. Bu mutluluk bulaşıdır ve bir kez ruhunuz bu sevinçle dolduğunda sizi normalde kötü etkileyen şeyler artık size işkence edemez.
Şükretme eyleminin Rab’bin önüne gelerek yapılması gerektiğini de belirtmek önemlidir. Önce Rab’bin yüzünü aramalıyız çünkü bu, düşmanın bize kurduğu tuzaklardan sakınmamızı sağlar. Sonra Rab’bin varlığının yardımıyla hayatımızdaki zorluklarla yüzleşme gücü buluruz ve onları yeneriz. Rab’bin varlığı olmadan Baba ile iletişimimizi sürdüremeyiz. Ama Rab bizimle olduğu zaman ayağa kalkma gücü bulur, karşımızda hangi tehditler olursa olsun cesaret bulur, yenmesi imkansız görünen şeyleri kum tanesi gibi ezeriz.
Sevgili kardeşler; Rab ile paydaşlık içinde yaşayanların cesareti asla tükenmez. Aksine yüreklerini her Rab’be açtıklarında daha da güçlenirler. Kutsal Metinleri okumak bize neşe verir, Rabbimizin bizi ziyaret etmesi gözlerimizi yaşartır ve dillerde konuşulan sözler bize esenlik ile zaferimizin kesinliğinin umudunu verir. Bu yüzden eğer Rab’bin bereketlerini hayatınızda istiyorsanız Baba ile yakınlık kurmayı isteyin!
İsa’nın sevgisiyle,
Doktor Soares