“Ya RAB Tanrım,
Sana yakardım, bana şifa verdin.
Mezmurlar 30:2
Şifa almak için Rab’be yönelmek ve ona yakarmak gerekli görünüyor. Kutsal Metinlerde Rab’bin birçok hizmetkarının Rab’be yakardığını görüyoruz. İsa Mesih de kendisini Baba’ya yakarış ve gözyaşlarıyla sunmuş, cevap almıştı.
Yukarıda okuduğumuz ayette mezmur yazarı Rab’be yakardığını ve şifa bulduğunu söylüyor. Ama bugün, yani Mesih’in çarmıhtaki kurbanından sonra Yüce Rab’bin varlığındaki yerini alan ve Rab ile paydaşlığı olan insanların artık hastalıklarından kurtulmak için yakarmasına gerek kalmamıştır.
Kardeşler, Rab’be yakarmak yanlış değildir. Tam tersine, birçok durumda insanın cevap alabilmesinin en kısa yolu budur. Ama Söz’de açıkça belirtilmiş olan bir bereketi, mesela şifa ya da zenginlik bereketini almak söz konusu olduğunda yakarmanın anlamı yoktur. Sadece hakkımızı kullanmalıyız; Rab’bin tanrısal gücü gerekeni yapacaktır!
Yüce Rab ile paydaşlık içinde olmak iyidir çünkü o zaman ayartı karşısında tek yapmamız gereken İsa’nın adını kullanarak tüm kötülüğü azarlamak olur. Rab ile barış içinde olan kişi hangi adımları atacağını bilir, problemlerinden kurtulabilir ve her zaman Rab’den cevap alır. Diğer yandan Rab’bin yolunda yürümeyen, benliğin arzularının kontrolünde yaşayan, başıboş bir tekne gibi akıntının gittiği yere sürüklenenler eninde sonunda bir taşa çarpar ya da çalılara dolanır. Belki bu tür büyük problemlerden de bir şekilde sakınabilir ama şelaleden aşağı düşme ve parçalara ayrılma riski her zaman yüksektir.
Rab’bin Sözünü vereceğimiz her karar için rehber olarak almalıyız çünkü böyle yaparak Söz’ün ne söylediğini bilir, yönlendirişini alır, Tanrısal buyruklarını yerine getiririz. Bunun sonucunda da sorunlarımızı besleyip güçlendiren korkular ya da günahlı işler artık hayatımızın üzerindeki hakimiyetini kaybeder. Şeytana hizmet etmeyi bırakır, onun günaha yaptığı çağrılarına teslim olmayız.
Şifa almak için yakarmamıza gerek yok çünkü bu bereket bize zaten verilmiştir. Yeşaya, Matta ve Petrus bundan bahsetmiştir (Yeşaya 53:4-5; Matta 8:17; 1. Petrus 2:24). Kardeşler, hastalıklarımızı İsa Mesih kendi üzerine yüklendi; bu sayede bizler bu hastalıklardan özgürüz. Eğer şifamız bize zaten sağlanmışsa, o zaman neden Rab’be zaten yapmış olduğu bir şeyi yapması için yakaralım?
Rab’bin açıkladığı her sözü bir buyruktur. Bu yüzden Rab’bin bize söylediği her şeyi yapmalı, haklarımızı kullanmalı, tüm hastalıkları semptomlarıyla birlikte hayatımızdan göndermeli ve bereketimizi almalıyız.
Ayrıca mezmur yazarı bu ayette Rab’be yakardığını ve Rab’bin kendisine şifa verdiğini söylerken peygamberlikte bulunuyor. Bu mezmurun yazarı sadece kendisi adına değil, Adem’in günahı nedeniyle şeytanın saldırılarına maruz kalan tüm insanlık için de konuşuyor. Bu saldırıların acısını çeken insanlığın yakarışı Rab tarafından duyulmuş ve cevaplanmıştır. Bu yüzden Rab’bin bize şifa vermek için başka yapması gereken bir şey kalmamıştır. O zaten İsa’nın yaraları aracılığıyla bizi iyileştirmiştir.
İsa’nın sevgisiyle,
Doktor Soares