Günün Mesajı

24/07/2017 - ZAFERİN FORMÜLÜ

“...Tanrımız RAB tek RAB’dir. Tanrınız RAB’bi bütün yüreğinizle, bütün canınızla, bütün gücünüzle seveceksiniz.”

Yasa’nın Tekrarı 6:4-5

Rab’bin halkı olarak geçmişteki İsrail bugünkü Mesih’in kilisesinin bir temsilidir. Onların tek dinlemesi gereken Rab’di. Aynı şey bugün ve her zaman için Hristiyanlar için de geçerlidir. Sadece Rab’bi dinlemeli ve onu dikkatlice dinlemeliyiz. Onun tek Rab olduğunu bilmeliyiz. Bunun anlamı karşımızdaki engellerden korkmamamız gerektiğidir. Ne kadar korkunç görünürlerse görünsünler hastalıklardan korkup umutsuzluğa düşemeyiz çünkü hayatımızda tek bir Rab vardır; hastalıklar ondan üstün değildir. Son sözü her zaman Rab söyler.

 

Teologlardan bazıları ve ruhsal konularda uzman görülen birçok insan Rab’bi sevmenin ona sevecen bir tavır takınmak olduğunu öğretmişlerdir. Bu yüzden bir sürü dindar insan yapmacık tövbekarlıklarda bulunuyor ve kayıp ruhlar gibi kıvranıyorlar. Mesela Rab ile konuşurken seslerini değiştirip sanki alçakgönüllülermiş gibi eğilip bükülerek Rab’bi sevdiklerini insanlara göstermeye çalışıyorlar. Ama İsa bunun Yüce Rabbimizi sevmekle hiçbir ilgisi olmadığını anlatmıştır. Çünkü Rab’bi sevmek demek onun buyruklarını bilmek ve bu buyrukları da sevmektir (Yuhanna 14:21).

 

Kutsal Kitap Hristiyanlar olarak bizim Rab’bin buyruklarını bilmemiz ve onların her birini tüm yüreğimizle uygulamamız gerektiğini buyurmuştur. Çünkü bölünmüş bir yürek sizi hiçbir yere götürmez. Rabbimizin söylediği sözlere karşı en ufak bir güvensizlik duymamalıyız. Rab bize ne yapmamız gerektiğini söylediğinde tereddüt etmemeliyiz. Rab bize ne zaman bir buyruk verirse zamanı boşa harcamadan harekete geçmeli, şüphe ruhuna izin verememeliyiz.

 

Ayette kullanılan candan kasıt zihinlerimiz ve akıllarımızdır. Birçok insan kurtulmuş olmasına rağmen hala düşmanın zihnini kullanmasına izin verebiliyor. Hatta Rab’bin bazı çocuklarının düşünceleri o kadar rezil ki onlardan birçoğunun çekici gördükleri birine ya da iş yaptıkları kişilere nasıl baktıklarından, bakışlarından ve yüzlerinden bunu anlayabilirsiniz. Onlar yerine siz utanırsınız ve onlardan uzak durmak istersiniz.

 

Eğer tüm yüreğimizle sevmiyorsak Rab’bi sevmek mümkün değildir. Rab ayrıca maddi dünyada yaşadığımız için bize kendi gücünü de verdi. Bu güç bizde olmasaydı herkese arkamızı döner, en ufak bir nankörlük ya da sadakatsizlikten sonra kimseye güvenmezdik. Bunun yanında Rab’bin gücü bize onun sözünü dinlememiz için de verildi. Madem bütün bu armağanlar bizim elimizdedir, o zaman Babamızın buyruklarını uygulamamamız için hiçbir sebep yoktur. Bu yüzden kardeşler, sizden bunların hiçbirinin çalınmasına izin vermeyin. Tam tersine, size verilenleri Rab’bin yüceliği için kullanın!

 

Yüce Rab görkemini kimseyle paylamaz (Yeşaya 42:8). Bir şey başarmak istediğinizde eğer Rab’bin size verdiğinin sadece küçük bir kısmını kullanır, korku duyar ve diğer kötü hislerin yüreğinize girmesine izin verirseniz başarılı olamazsınız. Hiçbir kötü his yüreğinizde yer bulmamalıdır; çünkü orası Rab’bin tapınağı olmasını istediği yerdir. Bir şeyi başarmak istediğinizde dua ederken korkusuz ve özgüvenli olun. Bereketinizi aldığınızda da Rab’be teşekkür edin.

 

İsa’nın sevgisiyle,

 

Doktor Soares