“Ben Pavlus bunu kendi elimle yazıyorum, bedelini ben öderim. Senin kendi yaşamını bile bana borçlu olduğunu söylememe gerek yok.”
Filimon 1:19
Rab’bin evi üyelerinin yaptıkları yanlışlardan dolayı bedel ödememelidir. Onların Rab’bin işine destek olmaları gerekir. Mesela kayıplara müjdeyi duyurma hizmetine destek olmak buna örnektir. Bu hizmet çok masraflı olduğu için kilisenin önceliği olmalı, sonsuz yaşama kazandırabileceğimiz kadar insan kazandırmak için tüm kaynaklar doğru kullanılmalıdır.
Pavlus harika bir hizmet yürüttü. Firari köle Onisimos’un ruhu herkes kadar değerliydi. Bu adamın ruhu kurtulduğunda da gökler herkesinkinde sevindiği kadar sevindi. O halde neden bu dünyanın diğer ‘kölelerini’ de kurtarmayalım? Herkesin İsa’yı tanımaya ve onun tarafından kurtarılmaya hakkı var. Kurtuluşun İyi Haberini duymaya ihtiyacı olan birçok insan var. Onların arasında Hristiyanlardan kaçmış olanı da var. Kimileri ise mazeretler uydurarak adaletten kaçmaya çalışıyor. Ailelerine arkalarını dönenler, uyuşturucuya, fahişeliğe ya da diğer kötülüklere yönelenler var.
Elçi, Onisimos’u sahibine geri gönderdi ve ondan eski kölesine artık Mesih’teki bir kardeşi gibi davranmasını istedi. Pavlus Filimon’un bu süreçte yaşamış olabileceği tüm maddi kaybı karşılayabileceğini söylemişti. Böyle bir karşılığı düşünmesine aslında gerek bile yok çünkü kölelik Hristiyanların hoş görmemesi gereken bir şeydir. Ama o zamanki kültürel koşullar nedeniyle elçi Onisimos’un sahibine yaşattığı maddi kaybı karşılamak için kendi cebinden bedelini ödeyeceğini söylemişti. Pavlus Filimon’a hayatını kendisine borçlu olduğunu da söylemişti. Birçok kişi böyle bir borcu olduğunun farkında değildir.
Bazı bedellerin karşılığı mutlulukla ödenir. Mesela birisini karanlıktan kurtarmak için böyle bedeller ödenebilir. Böyle şeyleri gönüllü olarak yapmak önemlidir çünkü bir insanın sonsuza kadar yanacağı ateşe atılacağını görmek çok üzücüdür. Bu ateş şeytan ve ona hizmet eden kötü ruhlar için hazırlanmıştır; insanlar için değil. Ama maalesef her geçen gün binlerce insan son kurtuluş şansını kaybediyor ve içinden çıkamayacakları bu işkence yerine doğru gidiyor (Vahiy 20:10).
Bazen yaşanan zararların sonunda iyi şeyler olur. Eğer birisi sizi öfkelendirdiyse ve onu affederseniz, yüreği minnettarlıkla dolar ve bu onu günahını terk etmeye, Rab’be dönmeye yönlendirir. Seçimlerimiz her zaman bu gerçeğin ışığında yapılmalıdır çünkü o zaman Rab’bin ilahi amaçlarına hizmet etmiş oluruz.
Gerçek şu ki her şeyi Rab’be borçluyuz ve öldükten sonra bu dünyaya ait hiçbir şeyi yanımızda götürmeyeceğiz. Buradan ayrıldıktan sonra dünyada biriktirdiklerimize ne olacağını sadece Rab bilir. O zaman neden hem şimdiki hem de daha sonra kazanacağınız mallarınızı Kutsal Babamızı onurlandırmak ve onu övmek için kullanmayasınız? Sahip olduklarından İsa’nın sevgisi uğruna vazgeçenler onların yüz katını alırlar (Markos 10:29-30). Kutsal Kitabın öğretileri hayatlarımızda uygulamak içindir.
İsa’nın sevgisiyle,
Doktor Soares