Rab’bin Kutsal Ruhu öfkesiyle bizde etkin olduğunda duruş alma zamanıdır. Elçi Pavlus böyle yapmış, Filipililerin şehrinde ve ondan sonra da Avrupa’daki başka şehirlerde Rab’bin buyruğuyla gökleri sallamıştı.

Devamlı Rab ile paydaşlıkta olmak iyidir çünkü böylelikle Rab bizi yaptığımız her şeyde yönlendirebilir. Pavlus tüm kötü ruhları azarlama gücü olduğunu biliyordu ama bunu sadece insanlar kendisine şifa almak için yaklaştığında ya da başkaları onları önüne getirdiğinde kullanıyordu. Ama ayette anlatılan günde böyle olmamıştı. Kötü ruh kendini iyi biri gibi göstermeye çalıştı, Pavlus ve oradaki diğer insanlara kendisini böyle açıkladı.

Peki Pavlus neden onu hemen kovmadı? Bunu bilmiyoruz ama kesin olarak bildiğimiz bir şey var: Bu durumda olduğunu gördüğümüz birisine hemen el koyup kötü ruhları kovmaya çalışamayız. Önce onlara müjdeyi duyurmalıyız. O zaman duyanlar müjdeye inanabilir ve bizden dua isteyebilirler.

Bu genç kızın içindeki kötü ruh oradaki Hristiyanlara kendisini günler boyunca gösterdi. Sonra Pavlus Rab’bin gücünü kullanma isteği duydu ve onu kurtardı. Elçi durumdan iyice rahatsız olmuş, artık karar vermek için daha fazla beklememesi gerektiğini anlamıştı. Rab’bin Ruhu içimizde etkin olduğunda Kutsal Kitaba uygun bir duruş almamız gerekir. Rab’bin öfkesi mesela güç eksikliğimizden ya da yüreğimizde beslediğimiz günahlardan dolayı bizi terk etmeyen bir hastalığa karşı yükselebilir. Rab’bin öfkesi hem bizim, hem de diğer insanların iyiliği için çalışır.

Pavlus arkasını dönüp kötü ruhu azarladı. Bu iş böyle yapılır. Pavlus Rab’bin Tanrısal gücünü kullanmıştı. Düşmanın her türlü saldırısı karşısında ondan her zaman gitmesini talep etmeliyiz. Ona dönüp kötülüğü azarlamalıyız. Kötü ruhlar size hakaret ederek de, sizi gururlandırarak da size saldırabilir. Her zaman için yapılacak doğru şey onlara ağızlarını kapatmalarını söyleyip gitmelerini emretmektir.

Elçi Pavlus İsa’nın her zaman kullandığı yöntemi kullanmıştı. Zaten karanlıkla mücadele ederken kullanılabilecek hiçbir insan yöntemi ya da dini strateji yoktur. Sadece Kutsal Kitabın öğretisini kullanabiliriz. İnanarak ve imanla onu kullandığımızda işe yarayacak, sonsuz meyveler verecektir. Karanlığın güçleri “artık yeter!” dediğiniz noktaya kadar size saldırabilir ya da size sıkıntı verebilir. Ama sonuç almak için tek yapmanız gereken İsa’nın yöntemini kullanmaktır.

Şeytan İsa’nın adında kendisine bir buyruk verildiğini duyduğunda buna karşı koyamaz. Bu her zaman böyle olacaktır. Bu yüzden kardeşler; eğer sizi rahatsız eden ya da ayartan bir durum varsa, onun şeytani bir saldırı olduğunu fark edin ve Rab’be yönelip dua edin. Ayartıya kapılmış iseniz Rab’den bağışlanma dileyin. İkinci adımda Mesih yerinizde olsa sizin için ne yapacaksa onu yapmanız gerekir. Mesih böyle durumlarda düşmanı azarlar ve onu kovardı. Siz de İsa’nın adını kullanın ve hayatınıza zarar veren tüm kötü ruhları öyle azarlayın.

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares