Davut Rab’bin duaları duyan ve cevaplayan bir Tanrı olduğunu biliyordu. Çünkü içinden geçtiği çok kritik dönemlerde Rab’be yönelmiş, Rab de onu duymuştu. Yüce Rab mezmur yazarının yakarışını duydu. Davut tüm geceyi yerlerde yatarak geçirdi. Bu bize durumun ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor. Bereket sadece dua etmekle gelmez ama bir savaşçı olarak Davut o çocuğun hayatı için mücadele ediyordu. Söylediği sözler Rab’bi merhamet etmeye ikna etmeyi, onun küçük canına şifa vermesini amaçlıyordu. Yakup gibi o da Rab’be yakardı, dua etti, oruç tutu, Rab’bin merhametini bekledi ama bunlar sonuç vermedi.

Bunun nedeni o çocuğun Rab’bin planına göre doğmamış olmasıydı; çocuk zina sonucu doğmuştu. Rab paktır, kutsaldır, doğrudur ve hiçbir günahlı işi planlamaz. Tam tersine Rab bizi böyle davranışlara karşı uyarır, onların kirli ve iğrenç olduklarını söyler (1. Korintliler 6:15-19). Zina eden Rab’bin kutsallığına karşı günah işler. Davut o çocuk için dua ederken hiçbir dayanağının olmadığını biliyordu; bu yüzden sadece onun küçük masum bir çocuk olduğunu söyleyebiliyor, Rab’be böyle yakarıyordu. Bu yüzden dua ederken imanımızın dayandığı bir temelin olması her zaman iyidir.

İsrail kralı tövbe etti ve büyük bir bedel ödedi. Kendisini alçaltıp Rab’bi arasa da isteği gerçekleştirilmemişti. Açıkçası bu durumda ‘Rab neden Davut’a cevap vermedi?’ diyemem. Mezmur yazarı yapması gerekeni yapmıştı. Dua etmişti, oruç tutmuştu, Rab’bin cevabını beklemişti ama cevap alamamıştı. Ama bir şeyden kesinlikle emin olabiliriz: Rab’bin sözüne asla saygısızlık edemeyiz. Şeytanı dinleyenler sonunda onun ellerine düşerler. Bugün işler artık daha farklı çünkü İsa’nın kanı bizim kurtuluşumuz için döküldü. Ama hala şeytanın yalanlarına kanmamamız ve günahlı işler yapmamamız gerekiyor.

İsrail kralı Rab’bin yüreğine uygun gördüğü bir adamdı. Ama ruhsal yaşamında sonuçları olacak kirli bir günah işlemişti. Rab’bin kutsalları eğer dikkatli olmazsa böyle şeyler yapabilir. Dua etmeden önce bile dikkatli olmalıyız. İsa Mesih Markos 14:38’deki öğretisinde böyle söyler. İbrahim’e olanları hatırlayın. Dikkatsizdi ve Sara’nın sözünü dinlemişti (Yaratılış 16:2). Bunun sonucunda İsmail doğdu ve bu Rab’bin isteği değildi. İbrahim’in kendisine verilen vaade göre ilk çocuğunu dünyaya getirmesi gerekiyordu (Galatyalılar 4:21-31). Bugün bile İsmail’in torunları hala İshak’ın torunlarıyla savaşmaya devam ediyor.

Davut tüm geceyi oruç tutarak, dua ederek, Rab’be yakararak geçirdi ama Rab çocuğa şifa vermedi. Bunu neden yapmadığını biliyoruz. Rab böyle şeylerin başınıza gelmesine izin vermesin.

İsa’nın adında sizi uyarıyorum: Rab’bin size cevap vermesine engel olacak hiçbir şey yapmayın.

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares