Yapılması gereken bir seçim var: Komşumuzu seveceğiz ya da sevmeyeceğiz. Eğer onları seversek onlardan nefret edemeyiz. Elimizden gelen her şeyi yaparak yanlış yolu terk etmeleri için onlara yardım edeceğiz. Komşusundan nefret edenler eğer canlarını acıtan bir şeyle karşılaşırsa onlara zarar verme noktasına bile gelebilirler. Rab’bin yargısının hükümleri haklıdır ama sadece onlara uymayanlara uygulanırlar. Kendinizi bu yargıya maruz bırakmayın! Yüksek Kurul’da yargılanmayın! Bu kurul İsa’nın yaşadığı dönemdeki en yüksek Yahudi mahkemesiydi. Sonsuz cehennem ateşine düşmeyin! Bunun yerine Rab’bin buyruklarına uyun ve onun ebedi krallığında yaşayın.

Birbirimizi sevme buyruğu Rab’den gelmiştir (Yuhanna 13.34). Böyle asil bir duyguyu taşıyanlar zamanlarını Rab’be dua ederek, hata yapan komşularının gözlerinin açılması için fırsat arayarak geçirirler. Komşusunu seven herkes gerektiğinde onları azarlayabilmelidir. Ama sadece yüzeysel olarak ‘seni seviyorum’ diyenler komşuları için gerçekten sevgi beslemiyorlardır. Böyle insanlar komşularının yanlışlarını herkesin görmesini isterler. Komşularına küfür edecek kadar öfkelenirler. Böyle sözler karanlığın güçlerinin o kişilere saldırmasına yol açacak, komşuları hakkında bulundukları yargılardan dolayı cehennem ateşini hak edeceklerdir. Kim böyle tehlikeli bir yargıda bulunmak ister?

Komşusunu seven insanlar onların düşmelerini ve acı hayatlar yaşamalarını istemezler. İftiraya uğrasalar ve adlarına leke sürülmeye çalışılsa bile sakin kalır, kötü bir söz söylemezler. İftiraya uğradığınızda canınız sıkılır. Ama o zaman bile Baba’ya aracılık duası etmelisiniz çünkü bunu yaptığınızda şeytanın kolları bağlanır, o kişiyi artık size karşı kullanamaz. Bir gün size zarar veren herkes gözlerini açacak ve sizden af dileyecek. Ama eğer ilahi yargıyı öç almak için kullandıysanız her şey için çok geç olabilir. Belki de bu günü hiç görmezsiniz. Ayrıca size zarar veren kardeşiniz doğrudan cehennem ateşine atılır. Böyle konular ihmale gelmezler. Sizce de öyle değil mi?

Sevmeyen insanlarla seven insanları ayırt etmek için öfkelendiklerinde ve küçük düşürüldüklerinde ne yaptıklarına bakabiliriz. Sevmeyen insanlar birisi onları incittiğinde öfkelenip onların sırlarını açığa vurmak ister, rahatlamak için onlardan öç almayı denerler.

Rab’bin uyarılarını hor görmeyin. Rab hiçbir şeyi abartmaz! Onun uyarıları doğrudur ve yargı gününde onlara göre yargılanacağız. Bu yüzden Kutsal Metinlerde yazılı olanlara dikkat etmeyenler, bizzat İsa Mesih’in yaptığı üç uyarıyı asla unutmamalıdır. Yoksa hem şimdi, hem de sonsuzluk boyunca çok acı çekerler. Yargılama tehlikesi, konseyin önüne çıkma tehlikesi ve cehennem ateşi tehlikesi. Bunları yaşamak istemezsiniz. Rab’bin yargısı amansızdır. Böyle bir cezayı çekmek mi yoksa küçük bir şeyi kaybetmek mi istersiniz? Diğer şeylerden vazgeçin ve çarmıhınızı yüklenin. Asla adaleti kendi ellerinizle sağlamaya çalışmayın. Rab’bin size söylediklerini yapın ve Rab’bin biricik Oğlunun egemenliğinde gerçek bir hizmetkar olun.

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares