Öfkelendiğimde ant içtiğim gibi, onlar huzur diyarıma asla girmeyecekler.
İbraniler 3:11
Rab’bin hiçbir sözü boş dönmez (Yeşu 21:45; Mezmurlar 119:160); hepsi yerine gelir. Rab’bin sesini duyup da duyduklarını yapmayan kişi zor bir durumda demektir çünkü sadece Rab’bin sözünü dinleyenler O’nun huzur diyarına gireceklerdir. Söylediklerine inanmak O’nun öfkelenmemesini sağlar, bu nedenle sözünü duyduktan sonra asla yüreklerimizi kapatmamalı, Rab’bin huzur diyarına girmeyi kaçırmamak için her şeyi yapmalıyız. Rab’bin cezası çok ciddidir.
Her şeyin Yaratıcısının kendi planları var. O her şeyi hiç yoktan var etti. Her Şeye Gücü Yeten her şeyi yaratırken ne düşündü? Bilmiyoruz. Neden tüm bunları ve sonunda insanı yaratma zahmetine girdi? Bu bize açıklamamış bir şey. Ama şüphe yok ki bu plan harika bir plandır ve insan O’nun yarattıkları arasındaki şaheseridir. İnsan yaratılmadan önce diğer her şey çoktan hazır edilmişti ki insanın hiçbir eksiği olmasın.
Adem’in işlediği günah bir ihanetti. Bu tutumuyla Adem bizi şeytana sattı ve Rab’bin planı sekteye uğradı. Ancak Rab isteğinden vazgeçmedi ve onu gerçekleştirmek için Oğlunu dünyaya göndererek ilk insanın borcunu onun yerine ödedi. Mesih gerekli olan her şeyi yaptı. Dünyaya geldi, bizim doğamıza büründü, gerçeğin tanıklığını verdi, günahlarımızı yüklendi, öldü ve bizim aklanmamız için dirildi. O’nun Sözü yapılmış olan her şeyi açıklamaktadır ve bizim Rab’be dönebilmek için sadece O’nu Kurtarıcımız olarak kabul etmemiz gerekmektedir (Yuhanna 1:12).
O’nun Sözünü kabul etmeyen Rab’bi yalancı ilan etmiş olur ve O’nun hazırladığı huzur diyarına giremeyecektir; tıpkı Kenan’a doğru yola çıkan İsraillilerin Vaat Edilmiş Topraklara giremedikleri gibi. En Yüce Olan’a inanmamaktan daha büyük bir günah yoktur. Rab’bin Sözüne kulak vermemek bir insanın yapabileceği en aptalca şeydir. Baba’nın Kutsal Yazılar aracılığıyla konuştuğu bir Hristiyan için de aynı şey söz konusudur. Rab’bin hizmetkarı ne yapması gerektiğini bilir ama diğer birçok şey yüzünden Söze ikincil bir öncelik verir. Ancak büyük günde böyle yapanlar yaptıkları şeyin tamamen akılsızlık olduklarını göreceklerdir.
Rab İsrail çocuklarını Vaat Edilmiş Topraklara yerleştireceğine yemin etmişti (Yaratılış 12:7; 15:18; 17:8; Mısır’dan Çıkış 3:8). Ancak İsrailliler onlara olumsuz bilgiler getiren on casusu dinlemeyi tercih etmişlerdi (Çölde Sayım 13 ve 14). Sonuç: Hiçbiri Rab’bin onlar için hazırladığı ülkeye giremedi (Çölde Sayım 20). Bu Babanın söylediklerine inanmayan herkes için bir uyarı niteliğindedir.
Başka bir seçeneğimiz yok: Eğer inanırsak sonsuz yaşamı O’nunla birlikte geçireceğiz. Eğer inanmazsak şeytanın egemenliği altında yaşamaya devam edecek; şeytan ve onun melekleri için hazırlanmış ateş ve kükürt gölüne atılacağız (Matta 13:41-42; Markos 16:16; Yuhanna 8:24; Vahiy 20:15). Rab’biin sesine güvenmemek O’nu öfkelendirmek demektir (Mezmurlar 78:40). Sonsuz azap gerçektir ve başkaldıranların ödeyeceği bedel budur.
İsa’nın sevgisiyle,
Doktor Soares