Herkes Rab’be ihtiyacı olduğunu bilir. Ama birçokları Rab’be olan bağımlılıklarını kabul etmezler ve bunun birçok sebebi vardır. Ama en kötüsü de karanlığı ışıktan daha fazla seviyor olmalarıdır. Havranın yöneticilerinden Yair’in acısı onu İsa’yı aramaya yöneltmişti. Din önderi olmasına rağmen Rab’bin önüne geldi ve O’nu görünce dizlerinin üzerine çöküp dua etmeye başladı. Sonra da ihtiyacı olanı aldı. Bugün çeşitli acılar birçok insanın Celilenin Efendisi olmadan kayıp olduklarını anlamalarına yardım etmektedir.

İnsanlar hayatlarının bir döneminde bir şekilde içlerinde eksik bir şeyin olduğunu hissederler. Bu boşluk ilk önce ilk insan Adem günah işlediğinde hissedilmişti (Yaratılış 3.22-24). Bu yüzden varlıklı, ünlü, güçlü insanlar, iyi ailelere ya da muhteşem eşlere sahip olmalarına rağmen hüsrana uğrarlar. Yalnızca Rab ile gerçek bir karşılaşma yaşayanlar tatmin duygusunu tadarlar.

Okuyarak ya da vaaz dinleyerek Rab’bin Sözü üzerinde ilk defa düşünenler bu sözün gerçek olduğunu gayet iyi bir şekilde bilirler. Ama yanlış yollarda yürüdükleri ve hala günahta oldukları için İsa’nın önüne gelmez, bu işi bir kenara bırakırlar. Buna inanabiliyor musunuz? Karanlığa ışıktan daha fazla değer veren insanlar var! Benliğin isteklerine açılan geniş kapı sizi konfor ve zevk aramaya, hayatınızı dikkatsizce yaşayıp onu mahvetmeye çağırır. Bu geçitten geçen birçokları sonunda korkunç bir aldanmışlığa varırlar (Matta 7.13).

Kimi insanlar ne zaman acı duysalar Rab’bin olduğunu hatırlar ve O’nu ararlar. Bunu yaptıkları zaman Rab onları iyi karşılar ve aradıkları cevabı verir. Aynı şey Yair’e de olmuştu. Bu adam varlıklı bir adamdı ama 12 yaşındaki tek çocuğunun ölümün pençesinde olduğunu görünce gözleri açılmıştı. Ancak o zaman tüm sorunlarımızı gerçekten çözebilecek olan tek kişiye yönelmişti: İsa Mesih.

Aynı şeyin bugünlerde milyonlarca farklı insanın başına geldiğini görüyoruz. Tedavisi olmayan bir hastalıkla baş etmeleri gerektiğinde, insanın gözünde çözümsüz görünen bir sorunları olduğunda ya da gerçek bir tehditle karşı karşıya kaldıklarında İsa’yı aramaya karar veriyorlar ve Rab’be şükürler olsun ki hepsi iyi karşılanıyor ve Rab onlara aradıkları yardımı sunuyor!

Sorunlarımızı çözmenin doğru yolu şudur: İsa Mesih’le, yani Rab’bin Sözüyle gerçek bir karşılaşma yaşamalıyız. Kiliseye gitmeli, mesajları dinlemeli, Rab’bin söylediği sözleri çantada keklik olarak görmemeli, tövbe edip tüm günahlarımızı geride bırakmalıyız.

Bir kez Rab’bin önüne geldiğimiz zaman O’na gözlerimizi sonuna kadar açarak bakmak gereklidir. Yüreğiniz açılmadan O’nu göremezsiniz (Yeremya 29.13). Peki sonraki adım nedir? Dizlerinizin üzerine çökün ve Rab’be kendinizi teslim edip dua edin. Yani yüreğinizi açın. Bunu yaparsanız Rab’bin yardımını ve aradığınız cevabı bulursunuz.

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares