‘’Çünkü sizi yeniden korkuya sürükleyecek kölelik ruhunu almadınız, oğulluk ruhunu aldınız. Bu ruhla, “Abba', Baba!” diye sesleniriz.’‘
Romalılar 8.15
Bu durum cepte bilebileceğimiz bir şey değildir. Çünkü Rab’bin önüne gelmemiz gereklidir. Onun çocukları olarak haklarımız ve ayrıcalıklarımız vardır. İhtiyacımız olan her anda onlar bizim hizmetimizdedir.
Değersizlik hissi, Rab’bin kurtuluşunu henüz kabul etmemiş olanların hissettiği bir histir ve bizi İsa Mesih’I kurtarıcımız olarak kabul ettiğimiz anda bizi ter keder. O anda Rab’bin çocukları oluruz (Yuhanna 1:12). Kutsal Babamıza ne zaman dönecek olursak olalım, artık onun bizi kabul mu edeceğini ya da ret mi edeceğini düşünmeye gerek yoktur. Tekrar söylemek gerekirse, Rab tarafından kabul edilip edilmeyeceğimiz ile ilgili kaygılanmaya gerek yoktur. O’nun tanrısal huzuruna serbest erişimimiz olduğuna inanabiliriz (2. Petrus 1.11).
Rab bizi İsa’nın kanıyla yaptığı yeni antlaşmada karşılamak için sabırsızlanıyor. Bu antlaşma ile O’na olan erişimimiz sağlandı.
Rabbimizden korkmamız gerektiğinden şüphe yoktur. Ama bu diğer şeylerden korkmak gibi bir ‘korku’ değildir. Bunun anlamı O’na saygı duymak ve buyruklarına uymaktır. Onun işi mutlaka tamamlanır ve kimsenin bizi bu ayrıcalıktan mahrum etmeye gücü yetmez! Ne zaman ve nerede istersek Kutsal Babamıza dönebiliriz. Çünkü göklerden gelen bir armağan olan Kutsal Ruh, bize Rab’be Babamız olarak hitap etme ve O’nun çocukları olarak çağırılma hakkı vermiştir (Galatyalılar 4.6).
İsa’yı kurtarıcımız olarak kabul ettiğimizde kurtuluşumuza eriştik. Sonra Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adında vaftiz olduk ve bu süreç Kutsal Ruh ile vaftiz olduğumuzda tamamlandı. Kutsal Ruh’un vaftizi kurtuluşumuzun garantisidir. O varlığımızın Tanrısal aileye kabul edilişinin tanığıdır (2. Korintliler 1.22; 5.5).
Kurtuluşumuza eriştiğimiz anda Rab’bin çocuğu olarak evlat ediniliriz. Bu yeni konumumuz sonsuza kadar sürecektir çünkü hiç kimse ve hiçbir şey bizi Rab’bin İsa Mesih’teki sevgisinden ayıramaz (Romalılar 8.35-39). Bu yüzden şimdi Rab’bi, yani İsa’nın Baba’sını, Babamız olarak çağırabiliriz. Kutsal Ruh tarafından bize bu hak verildi ve en iyisi de Babamızın bizi bu şekilde tanıyor oluşudur.
Rab’bin çocuğu olanlar buna uygun olarak davranmalılardır, köle gibi davranmamalılardır. Çünkü köleler sadece ay sonunda ödemelerini almak için çalışırlar. Elbette hala Rab’bin kullarıyız. Ama O’na sevgimizden dolayı hizmet ediyoruz ve evlat edinilerek Onun çocukları olduk. Onun çocukları olduğumuz için de her zaman Onunla bağlı olacağız. Bu kıymetli konumumuzdan dolayı bize sağlanan haklar ve ayrıcalıklardan faydalanabiliriz.
İşte bu nedenlerden dolayı asla Kutsal Babamızın her zaman bizi en iyi şekilde görmek istediğini unutmamalıyız. İsa çarmıhta bizim için bunu başarmıştır.
İsa’nın sevgisiyle,
Doktor Soares