Seraflar'dan biri bana doğru uçtu, elinde sunaktan maşayla aldığı bir kor vardı.
Yeşaya 6.6
Yeşaya ne kadar da bereketli ve ayrıcalıklı bir adamdı! Günah işlediğini fark ettiğinde Rab’bin meleklerinden biri ona doğru uçtu ve elinde sunaktan maşayla aldığı bir kor vardı. Yanmakta olan bu kor o kadar sıcaktı ve melek onu eliyle alamamıştı. Bu kor peygamberin dudaklarına değdiğinde günahı bağışlandı ve ağzı yanmadı. Rab’bin bize Kutsal Ruh ile vaftiz olduğumuzda verdiği ateşi işte böyledir. İnsanların akıllarına işkence eden düşmanı, insanların kendilerine zarar vermeden yakmayı işte bu şekilde başarırız. İsa’nın çarmıhta dökülen kanı günahlarımızı aklayandır (1. Yuhanna 1.7).
Peygamber Yeşaya Kutsal Yazılarda en aydınlanmış kişi olarak öne çıkar çünkü o Rab’bin isteğini başka kimsenin anlamadığı ölçüde anlamıştı; hem de İsa’nın doğumundan yedi yüz yıl önce yaşamış olmasına rağmen! Rab’bin tahtında oturduğunu gördüğü bir görümü olmuştu ve bu yüzden korkudan titremişti. Günahkar olduğunu biliyordu. Ama aslında o çok ayrıcalıklı bir adamdı çünkü meleğin dudaklarına değdirdiği kor ile paklanarak Rab’bi kendi gözleriyle görmüştü.
Görkemli kralı gördüğü için korkuyla titrerken ona doğru uçmakta olan ve elinde Rab’bin sunağından aldığı koru getiren bir melek vardı. Yeşaya’nın dudaklarına bu kor ile dokunarak onları paklayacaktı. Buradan öğrenilecek bir ders var: Rab asla bize gösterdiği bir şeyi zarar görmemiz için değil, çok daha büyük bir amaç için gösterir (Yeşaya 55.11; 1. Korintliler 12.7).
İki ilginç nokta var: İlki yanmakta olan korun, meleğin onu maşayla almasına sebep olacak kadar sıcak oluşu, ikincisi ise peygamberin bedeninin bu işlemden hiç zarar görmeden, çizik dahi almadan geçmesidir. Tekrar belirtmek adına, Rab’bin ateşi hiç kimseye zarar vermez. Onun tek amacı Rab’bin önceden belirlediği amacı yerine getirmektir.
Kutsal Ruh ile vaftiz olduğumuzda göklerden aldığımız ateş ne bize ne de başkalarına zarar vermez. Tam tersine günahlarımızı temizler, düşmanın tuzaklarını ortadan kaldırır, hepimize en yüce ve paha biçilemez bereketleri getirir.
Rab’bin tüm çocuklarının bu ateşe ihtiyacı vardır. O olmadan yaptığımız işler insanların yaptığı herhangi bir iş gibi olur. Bu ateşin yüreğimizde yandığını hissetmeliyiz. Ağzımızdan çıkan sözler etrafımızdaki günahkarları uyandıracak ve hastalıkları iyileştirecektir çünkü onun karanlığın egemenliğinin işlerini geçersiz kılma gücü vardır (Markos 13.11). Bu ateş olmadan tek elde edebileceğimiz şey ölü bir dindir. Dünyanın tüm köşelerine yayılmış bir çok dinde bunu görebiliriz.
Henüz Kutsal Ruh ya da onun ateş ile vaftiz edilmediyseniz, tek yapmanız gereken şimdi Rab’den bunu yapmasını istemektir çünkü bu olmadan kimse hayatta başarılı olamaz.
İsa’nın sevgisiyle,
Doktor. Soares