Levililer, “Sakin olun, bugün kutsal bir gündür, üzülmeyin” diyerek halkı yatıştırdılar.
Nehemya 8:11
Bu mesaj kiliselerimizde daha sık vaaz edilmesi gereken bir mesaj. Levililer Söz’ü okuyup insanlara anlayabilecekleri şeyleri açıkladıklarında iniltiler başlamıştı. Ama Levililer güçlü kaldılar ve tüm insanları sakinleştirmeyi başardılar. Çünkü o gün yas günü değil, kutsal bir sevinç günüydü.
Bugün insanlar tıpkı geçmişte olduğu gibi aşırı derece dindarlaşıp ağızlarını ağlamak için açıyor ve bu şekilde Rab’bi hoşnut ettiklerini sanıyorlar. Oysa Kutsal Kitap Rab’bin sevincinin gücümüz olduğunu söyler (Nehemya 8:10). Bu nedenle felaket tellallarının bize getirmeye çalıştığı üzüntüyü asla kabul etmemeliyiz. Böyle kişiler için yaşamın hiçbir değeri yoktur. Mesela güzel sahiller şeytan tarafından yaratılmıştır, maddi varlık şeytandan gelen bir şeydir. Oysa geçmişte tüm bu muhteşem şeyleri Tanrısal işler olarak görmüş ve tanımışlardı.
Bu tamamen yanlıştır! İyi haber, yani İsa’nın gelişi, yüreklerimize neşe getirir, bizi mahkumiyetten kurtarır ve bize olağanüstü bir sevinç verir. Dahası, Müjdenin mesajı ruhsal gözlerimizi açarak bize maddi varlık, şifa ve sorunlarımız için çözüm getirir. Bu nedenle din ve gelenekler Baba’nın halkının arasındaki etkinliğine engel olmaktadır. Biz Hristiyanlar dinsel geleneklere göre değil, Rab’bin sözüne uygun bir şekilde yürümeyi öğrenmeliyiz.
Devamlı toplulukla çatışan bir vaiz Rab’bin işini değil, kendi işini yapmaktadır. Müjdenin hizmetkarı kilisenin kendisine değil, Rab’be ait olduğunu anlamalıdır. Tüm insanların En Yüce Olan tarafından yönlendirilmesi gerekir çünkü biz vaizler Tanrısal mesajın yalnızca sözcüsüyüz. Oysa binlerce insan vaizlerin yanlış tutumları nedeniyle aldanabiliyor!
Birçok ilahi üzüntülüdür, birçok vaaz olumsuz bir tondadır ve yanlış bir şekilde aradığımız cevabın ağıt yakmak olduğunu, hayatın zor olduğunu ve yalnız Rab’bin lütfuyla bu zorluklara katlanabileceğimizi öğretir. Ama İsa’nın hizmeti daha farklıydı. Rab İsa günahkarların yüreklerine ferahlık verdi, onları iyileştirdi, günahlarını bağışladı ve bazılarının evlerinde yemek yemeyi bile kabul etti (Luka 7:34). Orada Rab ile olan hayatın eşsiz bir şey olduğunu gösterdi.
Okuduğumuz ayette Söz okunup insanlara açıklandıktan hemen sonra ağlayışların başladığını görüyoruz. Levililer bu duruma müdahale edip insanların ağlayışlarını durdurdular. O günün kutsal bir gün olduğunu ve herkesin onu kutlaması gerektiğini söylediler. Peki ya bugün? Eğer İsa zaferi kazandıysa neden ağlayalım? Eğer Rab’bin sevincine sahipsek güçlü olmalıyız çünkü O bizim gücümüzdür.
Bu yüzden olumsuz mesajları kabul etmeyin çünkü onlar zaferden değil sıkıntıdan bahsederler. Neye inanırsak o başımıza gelir. Eğer gözleriniz şişene kadar ağlayarak Rab’bi hoşnut edebileceğinize inanıyorsanız, bundan hoşnut olacak olan şeytandır. Gözyaşlarınızı silin, gülümseyin ve sevinin çünkü Rab’bin planına kabul edildiniz. Kimse sizi O’nun ellerinden alamaz (Yuhanna 10:27-30). Mesih’te sonsuza dek zaferlilerden üstünsünüz (Romalılar 8:31-39).
İsa’nın sevgisiyle,
Doktor Soares