İnsanlar birçok uygunsuz şey yaparlar. Mesela tek bir yudum likör içmemesi gerektiği halde birçok insan sarhoş olur. Uyuşturucular asla denenmemelidir ama birçok kişi onları kullanır. Ama sadece Rab’bin öğretilerine uyulursa insanlığın sorunları çözülebilir.

Zina edenler sadece kendilerine değil, bunu yaptıkları kişilere de, aldattıkları eşlerine de, ailelerine de zarar verirler. Ama en önemlisi Rab’bi üzerler. Maalesef şu anda şeytanın kendilerine karşı tuzaklar kurmasına izin veren insanlar var. En kötüsü de sıklıkla bu şekilde davranan insanlar Rab’bin ne kadar sıkıntı çektiklerini gördüğünü ve başkalarının kollarında mutlu olmalarını isteyeceğini düşünürler. Bu şekilde meşru olmayan eylemlerini meşrulaştırmaya çalışarak Rab’bi suç ortakları yapmak isterler.

Bu üzücü tutumların yanı sıra yüreklerimizde asla kabul edilmemesi ve barındırılmaması gereken diğer kötülüklerden üçü ise hiddet, öfke ve kıskançlıktır.

Hiddet yüksek şiddetteki öfkedir, artık kontrolden çıkmış olan öfkeye denir. Bu hissin kontrolünde olan kişiler acımasız bir tavır takınırlar ve korkunç zalimlikler yapmaya eğilimli olurlar. Hiddet intikam almak için duyulan kontrol edilemez bir öfke olarak anlaşılabilir. Mesela Saul Davut’a çok kızgındı çünkü Rab tarafından seçilen o olmuştu. Bu nedenle Saul onu bir şekilde öldürmek istiyordu. Saul’un trajik kaderi hiddetin onu içinde taşıyanlara bile ne kadar zarar verdiğini göstermiştir (1. Tarihler 10:1-7).

Öfke fevri bir tutumdur ve intikam isteğiyle birlikte gelen sitem olarak tanımlanabilir. Bu hissin yüreğinde barınmasına izin veren kişi dengesiz duygular yaşar ve tetiklendiğinde sonradan pişman olacağı korkunç şeyler yapabilir. Televizyon programları devamlı böyle suçlar işleyen, hatta öldüren kişileri gösterir. Kimileri tövbe ettiklerini söylerler ve böyle bir zalimliği nasıl yaptıklarını bilmediklerini itiraf ederler. Öfkeden sakının çünkü öfke krizleri hem sizin, hem başkalarının hayatını mahvedebilir.

Kıskançlık ise başkalarının başarısına hem hayranlık duyma, hem de onlardan hoşlanmamanın karışımıdır. Kıskanç kişi birisinin başarılı olduğunu gördüğünde, onun yaptığı işin aynısını yapıp aynı sonucu elde etmeye çalışır. Kıskanç kişi en iyi arkadaşına bile ihanet edebilir. Onun eşinin kendisinin ruh eşi olduğu düşünebilir ya da arabasının hep sahip olmak istediği araba olduğuna inanabilir.

Ama sadece akılsızlar kıskançlıktan sakınmazlar ve boyun eğerek onun kontrolüne girerler. Bu yüzden bu uyarıları ciddiye alın ve kimsenin sizi bunlarla tahrik etmesine izin vermeyin; bu kişi eşiniz olsa bile. Belki o kişiler ruhen iyi durumda değildir veya yanlış ruhların kontrolündedir. Eğer sonsuzluk boyunca sıkıntı yaşamak istemiyorsun ayık ve sorumlu olun (Mezmurlar 34:12-14).

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares