Günün Mesajı

30/03/2016 - ÖDENECEK BİR BEDEL VAR

Çünkü Mesih'in acılarını nasıl büyük ölçüde çekiyorsak, Mesih sayesinde büyük teselli de buluyoruz.

2. Korintliler 1:5

Müjde bize Hristiyanların Rab ile büyük ölçüde bir paydaşlığının olduğunu gösterir. Ama Rab’be kulluk etmek için ödenecek bir bedel vardır. Rab’be inanmayan ya da katı dindarlık yapan birçok insan bizi küçümser. Ne Rab’bin bizi sevdiğine ne de etkili bir şekilde kullanmak istediğine inanırlar.

Böyle birçok kişi hayatlarımızdaki mucizelerin şeytandan geldiğini söyler. Başkaları ise yalan ustaları olduğumuzu düşünür. Ama ne olursa olsun mesela bir yumrunun nereye gittiğini, sağır bir insanın şu an nasıl duyabildiğini, kör bir kişinin şu an nasıl görebildiğini ya da sakat birisinin nasıl şu an tekrar yürüyebildiğini açıklayamazlar. Çünkü bu insanlar imanla yürümemektedir ve kendi karmaşık dini öğretilerine tutunurlar. Öfkeyle Rab’bin her şeye yeten gücünü görmezden gelirler ve böylelikle şeytanın daha güçlü olduğunu ima etmiş olurlar. Onlara göre sanki şeytan güçlüymüş de Rab Tanrı zayıf ve etkisiz bir şeymiş gibidir. Çünkü onların inandığı Tanrı çocuklarına kendi adıyla tonla mucize yapmalarını söylememekte, milyonlarca insanı bu şekilde kendisine çekmemektedir. Böyle yaygın iftiralar Mesih’in çektiği acılara dahildir ama O’nun tesellisi asıl önemli olandır.

Rab’be şükürler olsun ki Müjdenin din ile hiçbir ilgisi yoktur. Hiçbir din onunla kıyaslanamaz. Müjde bizi lütuf tahtına götürür, Babamız ile tam bir paydaşlık kurmamızı sağlar ve Işık Babasına giden kapıyı açar.

Rab’be doğru bir şekilde kulluk edenler bunun için ödenen bir bedelin olduğunu da bilirler. Rab’be inanmadıklarını açıkça dile getirenler ya da bize şüphe ve öfkeyle bakan diğer dinlerin mensupları, Her Şeye Gücü Yeten Rab’bin kutsal hizmetimiz aracılığıyla yaptığı işleri yok saymaktadır.

Onlar Rab’bin bizim aracılığımızla yaptığı şeyler üzerine ikinci bir kez düşünmekle ilgilenmezler. Oysa hizmetimizin başarısı Rab’bin bize olan sevgisine tanıklık eder. Bir mucizeyi reddedemedikleri zaman bu kişiler onun şeytan tarafından gerçekleştirildiğini söyler ve boş uyarılarını sıralarlar: ‘’Sahte peygamberlere dikkat edin!’’. Sahte peygamberlerin bu mucizeleri yaptıklarını farz etsek bile, o zaman onların gerçek peygamberlerinin yaptığı mucizeler çok daha büyük olmaz mıydı sizce de?

Ama onlar bu durumdan hoşnut olmazlar ve devam ederler: ‘’Bizi kandırmaya çalışıyorlar!’’ Oysa onlara kendi dindarlarının değil de ‘’sahte’’ bir imanlının insanlara nasıl şifa verdiğini sorsanız hiçbir cevap veremezler. Her türlü hastalıktan iyileşen hastaları ve kurtulan günahkarları görseler bile bu insanlar gerçeği göz göre göre reddetmeyi tercih ederler.

Bu talihsiz insanlar oldukça tuhaf bir hayat yaşarlar. Bilinmeyen bir tanrıya tapınır, bomboş şeyler konuşur ve yanlış mesajlar vaaz ederler. Onların görmezden geldiği gerçek ise şudur: İsa çocuklarının yaptığı takdirde affedilmeyecekleri bir hataya karşı onları uyarmıştır: Kutsal Ruh’a karşı günah işlemek. İsa’nın yaşadığı dönemde bazı insanlar İsa’nın Baalzevul aracılığıyla mucize yaptığını söylüyordu (Markos 3:22-30).

Bu insanların tavırları bize aslında Rab’be inandıklarını ama sonradan şeytanın onların kafalarını karıştırdığını gösteriyor. Onlar Rab’bi ‘’kötü çocuk’’, şeytanı ‘’iyi çocuk’’ yapmışlardı. Gerçek şudur ki Kutsal Babamız her zaman iyidir ve bu asla değişmez. Mucizeler bu yüzden hala olmaktadır. Tekrar söylemek gerekirse, bu tür saldırılar Mesih’in acılarına dahildir ve hepimiz onlardan geçeriz. Rab’bin yaptığı işler ise O’nun çocukları için tesellisidir (Matta 5:10-12).

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares