Yaşamınız boyunca siz, çocuklarınız ve torunlarınız, size verdiğim bütün kurallara, buyruklara uyarak Tanrınız RAB'den korkun ki, ömrünüz uzun olsun.
Yasa’nın Tekrarı 6:2
Rab Tanrı’nın İsraillilere verdiği buyrukların, yasaların ve kuralların bir amacı vardı. Bu amaç onlara miras alacakları ülkede nasıl yaşayacaklarını öğretmekti. Vaat edilen ülke İsa’yı Kurtarıcımız olarak kabul ettikten sonra yerleştirileceğimiz ‘ruhsal dünya’dır. Bizim yaşadığımız ruhsal dünya birçok insanın yaşadığı dünyadan farklıdır ve bu nedenle biz o insanların üzerindeki egemenlikten daha farklı bir egemenliğin altında yaşıyoruz. Biz Rab’bin egemenliğindeyiz. Eğer İsrailliler Rab’bin buyruklarını yerine getirirlerse Rab’den korkacaklar, böylelikle de ömürleri uzayacaktı (Yasa’nın Tekrarı 4:40, 6:1-2).
Eski Antlaşma dönemindeki kilise, Yeni Antlaşma dönemi kilisesi için bir simgeydi. İsrailliler esaretten Rab ile temas kurmadan kurtuldular ve bu nedenle Rab’bin Egemenliğinde yaşamak için gerekli olan temel kuralları öğrenmeleri gerekliydi. Musa onlara Rab’bi ve komşularını sevmeyi öğretmişti, yanlış şeyler yapmalarını yasaklamıştı ve tek gerçek Tanrıya tapmalarını öğütlemişti. Ayrıca onları bu bilgileri gelecek kuşaklara aktarmaları için yönlendirmişti (Yasa’nın Tekrarı 6:6-7). Gidecekleri yerde her şey yeni olmalıydı.
Karanlığın egemenliğinden kurtarılıp Rab’bin egemenliğine getirildik (Koloseliler 1:13). Bu nedenle başkalarıyla ilişkilerimize dikkat etmeliyiz. Eşimiz, düşmanlarımız, dostlarımız ve en önemlisi de En Yüce Olan Rab ile ilişkilerimizde dikkatli olmalıyız. Yaşadığımız ruhsal dünyaya dinlerden hiçbir şey getirmemeliyiz. Burada her şey yenidir ve her şeyi Kutsal Yazılarda belirtildiği şekilde yapmalıyız.
Şu anda yaşadığımız yer ile iman etmeden önce yaşadığımız yer arasında bir fark vardır. Burada, Rab’bin sevgili Oğlu’nun egemenliğindeki en önemli fark, işleri kendi gücümüze güvenerek yapmayışımızdır. Bunu yerine Rab’be güveniriz. Kim Baba’ya gerçekten inanır ve Kutsal Kitapta bildirilen buyrukları yerine getirerek yanlışlardan uzak durursa, onlar Rab’bi hoşnut ederler.
Ama kendilerini Hristiyanlık dünyasının üyeleri olarak gören insanları etkileyen kötü bir salgın vardır. Onlar Rab’den korkmayı, yani O’na saygı göstermeyi bilmezler. Çünkü Kutsal Kitabın öğrettiklerini öğrenmek ve yerine getirmek için uğraşmazlar. Bu talimatların üzerinde çalışılması ve onlara uyulması gerekir. Kim bu şekilde davranır ve Rab’be saygı gösterirse sağlık, esenlik, zenginlik ve diğer bereketlere sahip olur.
Rab’bin kuralları ve buyrukları yerine getirmesi zor şeyler değildir. Kim onları bilmek ve uygulamak isterse görecektir ki İsa’nın boyunduruğunu taşımak kolaydır ve O’nun yükü hafiftir (Matta 11:30). Bu nedenle bu buyrukların üzerinde düşünün ve onları öğrenmeye çalışın. Bunu yaparak ömrünüz uzayacaktır.
İsa’nın sevgisiyle,
Doktor Soares