Yahudilerin Rab’bin isteğiyle ilgili birçok bilgisi vardı ama onlar için bunlar yeterli değildi. İsa Kutsal Ruh hakkında konuşmaya başladıktan sonra, birçokları Onun peygamber olduğuna inanırken, kimileri Mesih olduğunu düşünüyor, kimileri ise kararsız kalıyordu. Çünkü Mesih’in Celile’den değil, Davut’un soyunun yaşadığı Beytlehem şehrinden geleceğini öğrenmişlerdi (Yuhanna 7:9-42). Bugün Kutsal Yazıların bir kısmını bilen ama öğrendiklerine takılıp kalan insanlar var. Kutsal Ruh’un kendilerine yazılı olan her şeyi açıklaması için yüreklerini ona açmıyorlar.  Bu nedenle de Rab’bin ilahi işlerini kaçırıyorlar.

Rab’bi izlemek için fedakarlıklarda bulunmak da dahil olmak üzere her şeyi yapmaya hazır olan insanların, kimin uydurduğunu bile bilmedikleri dini öğretiler arasında kaybolmaları üzücüdür. Bu sebeplerle bazı insanlar belli yiyeceklerden ve yanlış bir yanı olmayan zevklerden kaçınmakta, boş yere kurbanlar vermekte, gereksiz günleri kutsal saymakta, saatlerce dua etmekte ve dini törenlere katılmaktadırlar. Oysa Rab’bi hoşnut etmek için tek yapmaları gereken Ona inanmaktır.

Hiç kimse Baba’nın hayatında harekete geçmesi için para harcamak zorunda değildir. Böyle bir şey sadece Rab ona özel ve kişisel olarak kiliseye ya da yoksullara bağışta bulunmasını buyurduysa anlamlı olur. Yasak olduklarını düşünüp belli yiyeceklerden kaçınmak gerekli değildir. Sadece Elçilerin İşleri’nin 10. ve 15. bölümlerini okuyup Eski Antlaşma’dan bunları doğrulayarak yapmamız gerekenleri anlayabilirsiniz. Eğer bir hastanın belli bir tür alerjisi ya da özel durumu varsa, doktoru ona bazı yiyeceklerden kaçınmasını söyleyebilir. Ama iman nedeniyle Sözde de elçilerin ifadeleriyle belirtildiği gibi, tüm yiyecekler temizdir.

Kutsal Yazılar asla yanlış içermez. İsa’nın döneminde yaşayan Yahudiler bu konuda haklıydı: Mesih Celile’den değil, Davut’un şehri Beytlehem’den gelecekti. İsa Celile’de büyüdüğü için ona Celileli deniyordu. Ama bu konuda biraz daha dikkatli olsalar, İsa’nın Mesih olduğuna inanma bereketine sahip olacaklardı.

Rab’bin Sözü sadece iyi işler yapar. Onu ne kadar anlarsanız, o kadar iyi yaşarsınız. Ruhsal farkındalığına ulaştıktan sonra, Kutsal Kitabı her gün okumak ve her zaman Sözün vaaz edilişini dinlemek için kilisede bulunmak gereklidir. Rab Tanrı bu şekilde bize konuşur ve hayatımızda çalışır.

Her Kutsal Kitap okuduğumuzda ya da ibadete katıldığımızda, Rab ile bir buluşmaya katılmış oluruz. Onun önüne geldiğimizde tüm önyargılarımızı bırakmalı, ondan hiçbir şey saklamamalıyız. Açık bir yürek bize çok fayda sağlar çünkü Rab ancak bu şekilde isteğini bize açıklayabilir.

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares