Rab’den cevap alamamış olanlar, siz de aynısını yapın. Eğer sıkıntılı hissediyorsanız, hayatınızdaki şeyler sizi çok geriyorsa, kendinizi tutsak gibi, güçsüz hissediyorsanız bunu yapın. Sihirli bir şey bekliyorsanız, yarın her şey daha iyi olacak diyorsanız ama yarın daha kötü oluyorsa bunu yapın. Yarın da olmadığında diğer gün olacak diyorsanız, bu çok normal bir problem, dizim yakında daha iyi olacak diyorsanız, şöyle diyeyim, neden şu anda daha iyi olmasın? Neden şu anda bir karar vermiyorsunuz? Rab, şu anda senin adını çağıracağım. Sana yakarıyorum, dizimin iyileşmesini istiyorum, ilk hali gibi sapasağlam olmasını istiyorum. Rab sırtımın düzelmesini istiyorum, tekrar sağlığıma kavuşmak istiyorum. Görüşüm sağlığına kavuşsun, tekrar net göreyim.

Rab, bu rahatsızlığı hayatımda istemiyorum deyin. Davut böyle sıkıntı içindeyken Rab’be yakarmış, Rab’bin adını çağırmıştı. Rab’bin önünde yüreğini gerçekten açıp O’nu çağırmıştı. Rab’bin huzurunda ona açık bir yürekle yakarmıştı. Rab’be yakarıp yüreğinizi gerçekten açtığınız anda, Rab size saniyenin binde birinde, çok kısa bir sürede, size neyin engel olduğunu gösterebilir.

Bak, kurtulman gereken bir şey var. Tövbe etmen gereken bir durum var. Yüreğinden şunu çıkartmalısın, bu şeytana ait ve hayatını zorlaştırıyor. Ve siz de peki Rab, bunu artık hayatımda istemiyorum. Lütfen ateşini gönder ve onu yok et derseniz, o problemden kurtulursunuz. Hayatınıza büyük bir güç gelir. Rab dualarınıza kulak verir. Siz de İsa Mesih’in adında bereketlerinizi alırsınız. Rab’be nasıl yakarmamız gerektiği konusunda başka bir öneriyi de 31. Mezmur’da görüyoruz. 

“Utandırma beni, ya RAB, sana sesleniyorum;

Kötüler utansın, ölüler diyarında sesleri kesilsin.” (Mezmurlar 31:17)

Ama bir türlü anlamıyorum. Ben Rab’be güveniyorum, O’na inanıyorum zaten. Kardeşim, ona yakarmalısın. Rab’be yakarmak demek, şeytanın seni esir tuttuğu zincirlerini kırman demektir. Ayağa kalkman, Tanrın olan Rab’bin yüzüne bakman demektir.

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares